Bem-Bir-Sen: Alevi-Sünni çatışması zemini için hazırlık yapılıyor
Bem-Bir-Sen Genel Başkanı Mürsel Turbay, Malatya'nın Doğanşehir ilçesine bağlı Sürgü beldesinde, Alevi bir ailenin kendi evlerinin önünde davul çalınmasını istemediği için yaşanan arbedeyi, 'Alevi-Sünni çatışmasının zemin hazırlığı' olarak değerlendirdi.
Vatandaşların bu tür olaylara kanmaması gerektiğini belirtip ve sükunetlerini korumalarını isteyen Turbay, "Yakın tarihte yaşanan bu çeşit provokasyonlar ortadayken halkımız Alevi-Sünni, Kürt-Türk ayrımına kanmadan kardeşçe yaşamaya devam etmelidir." diye konuştu.
Konuyla ilgili yazılı açıklama yapan Turbay, şu değerlendirmelerde bulundu: "Sürgü Beldesi'nde oruç tutmadıkları ve bu yüzden gece evlerinin önünde davul çalınmasını istemeyen bir ailenin davulcu ile girdiği, aslında son derece sıradan bir polemik, belde halkının kışkırtılması ve provoke edilmesi ile silahlı, taşlı, sopalı bir kavgaya hatta bir isyana dönüşmüştür. Ramazan ayının geleneklerinden biri olan sahur vakti davul çalınması konusu, işin içine oruç tutup tutmama, Alevi-Sünni olma gibi unsurlar da katılarak bir provokasyona dönüştürülmüştür. Dikkat edildiğinde bu türden olayların meydana geldiği yerleşim yerlerinde önceden bu yerlere gelen yabancıların varlığı, bazı sivil toplum örgütlerinin de akıl almaz şekilde tahrikleri hemen anlaşılabilecek niteliktedir. Belde halkını bütünü ile sakinleştirmek yerine, safları iyice belirginleştirerek bir Alevi-Sünni çatışmasına zemin hazırlayanlar, Taksim'e çıkarak Sürgü halkının oruç tutmama özgürlüğünü savunanlar, başka grupların da karşı saflarda yer tutarak sokaklara çıkmalarını da tahrik etmektedirler."
Yakın bir tarihte Çorum, Kahramanmaraş ve Sivas olayları yaşandığını hatırlatan Turbay, "Çorum, Kahramanmaraş ve Sivas olayları hep bu tür tahrik ve provokatif hareketlerin sonucudur. Yıllarca Sivas'ta yakılarak öldürüldüğü iddia edilen mağdurların, ne yazık ki kurşunlanarak öldürüldükleri yayınlanan fotoğraflardan anlaşılmıştır. Bugün Malatya'da, Mersin'de ve bazı batı illerinde de yapılmak istenen aynı tür hareketlerdir. Türk-Kürt, Alevi Sunni çatışmaları için Ramazan zeminini kullanmak isteyen provokatörlere karşı halkımızın sağduyu ile harekete dip, bu sızmaları önlemeleri gerekmektedir. Herkes inancında serbesttir. Herkes günahı ve sevabı Allah'tan beklemektedir. Ağır tahrik ve sindirme hareketleri Ramazan ayının bereketi ve rahmeti ile bağdaşmamaktadır. Özellikle sivil toplum kuruluşlarının bu konuda duyarlı davranıp, halkı sükunete çağırmaları gerektiğini hatırlatmak istiyoruz." dedi.